26 Ekim 2011 Çarşamba

DEĞİŞİM, DEVRİM ve DEVRİMCİLİK

Evrenin varoluşundan bu yana; doğa, insan, sosyal hayat, norm, kural, gelenek ve yasalar sürekli bir farklılaşma ve dönüşüm içinde olmuşlardır. Zaman, mekan, ırk, coğrafi konum vb. parametrelere göre süreçleri ve oluşum biçimleri çeşitlenen bu dönüşüm; içerisinde yaşadığımız evrenin değişmeyeck olan yegane kuralıdır. 
II. Dünya Savaşı'nı izleyen dönemde bahsi geçen farklılaşma; yaşanan felaket, savaş ve tanıtılan "yeni ideolojiler"den ötürü toplumsal bilimlerin en çok araştırılan ve üzerinde durulan konusu haline gelmiştir. Sosyal bilimlerin temeli olan "değişim" özellikle çağdaş yakın tarihimizde araştırmaların merkezi, tüm soruların cevabı haline gelmiştir. Ünlü eski çağ filozofu Herakleitos da; "Aynı nehirde iki kez yıkanılmaz" sözüyle tam da bu noktaya değinmek istemiştir aslında.
Pekçok bilim insanının anlamlandırmaya çalıştığı "değişim" kavramı toplumsal bilimlerin farklı dallarında farklı isimler almaktadır. Toplumbilimde "toplumsal değişme", siyasal bilimde ise "siyasal değişim" sözkonusudur. Fakat, tüm sosyal bilimlerin temeli ve materyali değişimden gelmektedir. 
21. yüzyılın ilk on yılını geride bıraktık. İletişim teknolojisi ve bilimin günümüzdeki durumunda hepimizin yolunu gözlediği şey yine değişim, yine değişim. Daha iyi yaşam koşulları ve daha çok tüketim çılgınlığı arayan biz insanlar, sürekli olarak bir hayalin hayalini kurmaktayız. Bu nedenledir ki; "değişim sözü verme" siyasette yeni "trend", radikal ideolojiler ile iktidar koltuğuna yerleşip, siyasi düşünceleri saptırarak yine değişim vaadleriyle koltukları korumak ise gerçek olmaktadır.
Yolunu gözleyerek, sürekli olarak üzerine konuştuğumuz değişim olgusu nedir? Kaçımız neyi özlemle çağırdığımızı gerçekten biliyoruz? Bir değişim furyasıdır gidiyor, evet. Peki, bu soyut kavramın toplumsal boyutu tarih devirleri içinde bizlere ne katabilmiş, neyi öğretebilmiştir?
Elbette ki toplumda meydana gelen her değişim, gelişim olarak adlandırılamaz. Toplumsal değişim ileriye ya da geriye dönük olabileceği gibi, değişik ölçütlere de sahiptir. Bir ülkedeki ekonomik gelişim, ekonomik faydalanmanın topluma yayılabilme oranı ve gelir dağılımı dengesini açıklarken; siyasal gelişim ise pek tabi siyasete katılım oranını ele almaktadır.
Tarihin üzerinde incelikle durduğu bir başka konu ise hızlı ve köklü bir toplumsal değişim olarak açıklayabileceğimiz "devrim", eski adıyla "inkılap" olgusudur. İleriye dönük değişimleri köklü olarak desteklemek ve kendilerini ilerici olarak tanımlamak basitçe "devrimci" olmak demektir. Tarihte tanıdığımız pekçok devrimci bugun tarihin akışına yön vermiş, toplumlar ve kültürlerin kaderlerini değiştirmişlerdir. Ülkemizi devrimcilik kavramına yaklaştıran tarihsel kişi ise; şüphesiz Mustafa Kemal Atatürk'tür. Siyasal katılım, gelir dağılımı ve eğitim gibi alanlarda altı yüz yıllık Osmanlı geleneği ve yaşam biçmini getirdiği nokta bugün ülkemiz insanı için soyut devrim olgusuna somut bir örnek olmaktadır.
Peki ya değişimi oluşturan ortam ve faktörler nelerdir? Değişim ve devrim bir dizi rastlantılar sonucu mu; yoksa kontrol edilemez, kendiliğinden gelişen toplumsal faktörler mi tetikliyor inkılapları? Araştırmacı ve yazarlar bugün değişim altında yatan faktörleri şu şekilde sıralıyor; doğadaki değişim, bilimsel ve teknolojik değişim ve insandaki değişim. Bu üç faktörü etkileyecek köklü değişimler toplumda da yeni bir mülkiyet ilişkisi ve sınıf yapısı oluşturmaktadır. Bu alanda meydana gelen farklılıklar toplumun altyapısı ve ekonomik köklerini sarsacağından tüm kurum ve ilişkiler adeta domino taşları gibi yıkılarak belki yepyeni şekiller ve seriler oluşturacaklardır. Ateş'in de belirttiği gibi; "Hukuk da değişir, ahlak da, müzik de değişir, din ve dinin yorumlanışı da." 
Devrim ve devrimle ilgili söylenebilecek herşey ne kadar genellenmiş gözükse de, devrim olarak niteleyebileceğimiz tüm olaylar kendi zamanlarına ve kültürlerine göre ele alınmalıdır. Toplumsal değişim ve devrim ne de olsa toplumların kayıpları, zaferleri, savaşları ve birikimlerinin en saf haldeki ürünleridir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder