5 Ocak 2011 Çarşamba

Nostalji, - Sevgili Kağıt

Geçtiğimiz günlerde çok kısa bir süre için ailemin yanına dönmüştüm. Dört yıldır ailemle birlikte yaşamadığımdan zaman zaman Hollywood filmlerinde olduğu gibi, ağır çekimde yürüyerek odama girmek,
yavaşça dönerek etrafıma dramatik bakışlar atmak ve eski odamdaki posterler, eşyalar ve kitaplara göz atmaktan kendimi alamıyorum.

Tüm bu tasvir ettiğim anlar yaşanırken, 2000 yılında, on yaşındayken büyük bir tutkuyla sarıldığım defterlerimden birini buldum. Her zaman yazmayı çok seven bir çocuk olmuştum. Yaşıtlarımın aksine nedense bir türlü günlük tutmayı beceremezdim; onun yerine on bir yaşında içindeki tek korku unsurunun hikayenin kötülüğü olduğu bir korku filmi senaryosu ve bir çok düşünce yazısı üzerinde çalışmıştım.

Ailemi son ziyaretimde 2002 yılında, on iki yaşında kaleme aldığım bir yazım elime geçti. Bir şeker bayramının ilk gününde yazdığım bu kağıt parçası bana dokuz sene önceki halimi, inançlarımı ve hayat vizyonumu hatırlattı. Nereden geldiğim, bugün profesyonel hayatımda yapmayı umduğum meslek; yazarlıkla ilgili pek çok ipucu içermekte. O yüzden bugün başta kendim olmak üzere hepimizi bir zaman yolculuğuna çıkarıyorum. İşte on iki yaşındaki Pınar Palabıyık'ın şeker bayramı gözlemleri...

Sevgili Kağıt,
Öncelikle bana çizgilerinin tümünü içtenlikle ayırdığın için teşekkür ederim.
Sana benim için bugünün ne kadar önemli olduğunu söylemeliyim. Bugün bayram! Otuz gün açlıktan sonra kahvaltının önemini bilir misin sen? Nereden bileceksin!
Bugün çocuklar büyük bir açlıkla kapılardaki şeker kaselerine avuçlarını daldırıyorlar ve büyüklerinden koparabildikleri kadar para alıyorlar. Bugün evine hiç kimse gelmeyen teyze bütün gün misafir ağırlıyor. Bir süre sonra küfür etmeye başlasa da.. Bunun hayrı ne diye soracak olursanız kadın ayda yılda bir yataktan kalkıyor, yürüyor daha ne?
Bugün ramazan bayramı. Sokaklarda şen bir hava, çocuk çığlıkları, yerlerde şeker kağıtları, ağız kenarlarından akan baklava şerbeti...
Bugün ramazan bayramı. Al al olmuş çocuk suratları, beş milyon için birbirlerinin yüzlerini yolan tırnaklarda deri parçaları... Bugün ramazan bayramı. Ceplerinde beş kuruş kalmadığından 'kredi kartı geçiyor mu?' diye umutla soran yetişkin ağızları... Bugün ramazan bayramı. Bayram harçlıklarını sayan ve hesap yapan çocuk beyinleriyle dolu şehrin her bir tarafı.
Bugün ramazan bayramı. Her gün birbirini gören komşuların, bayram ziyareti sırasında sanki devlet bakanı gelmiş gibi yapmacık tavırları... Bugün ramazan bayramı. Genç kızların bayramlıklarını birbirlerine gösterme yarışı. Bugün ramazan bayramı. Evlerde bir telaş, son rötuşlar yapılıyor gelmesi muhtemel akrabalar ve komşular için.
Bugün ramazan bayramının 1. günü. Oruçlarını diyet için ya da baskı yüzünden değil, içten tutanların, komşularını, akrabalarını gerçekten ağırlamak isteyen, bayram ruhunu Hıristiyanların Christmas'ı gibi içten yaşayan herkesin bayramı kutlu olsun. Para için değil, hatır için el öpenlerin.
Bugün yurdum insanıyla bir ramazan bayramının daha birinci günü, sağlıkla sıhhatle nice bayramlara!
p.p, 2002

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder